Herhalde en son Lara birkaç aylıkken bu kadar az uyumuştum. Tam fırın sıcağından serin otobüse kendimizi attık ki muavinden bir anons 'Sayın yolcularımız aranızda doktor olan var mı?' Allahtan önümüzdeki çok konuşan teyze doktor çıktı. Birkaç koltuk geride oturan bir bayan gıda zehirlenmesi geçiriyormuş müdahele etti. Biz de sevgili kardeşim Çiğdem'le bu bayan üzerine çeşitli senaryolar yazıp dalga geçtik tabi. Buraya kadar herşey normal gözüküyor değil mi? Aradan 2 saat geçti ilk moladan hemen sonra Çiğdem'e göre yediğim tosttan bence dalga geçtiğim için karın ağrısıyla kıranmaya başladım :( Ve tüm yol boyunca toplam 3 saatlik uykuyla İstanbula geldik. Tabi haliyle biraz kötü başladı hafta bir de kızımı da bıraktım orada :( Neyse umalım ki bu hafta çabuk geçsin biran önce gidelim Bodruma.... Antalya geçirdiğimiz üç gün ile ilgili anlatılacak tek şey ise SICAKtı sadece.. Ne İstanbul da gördüğümüz hava ne başka birşeyle anlatılamaz o sıcaklık, insan oturduğu yerde eriyecekmiş gibi hissediyor, nefes alamıyor :) Tabi esas gidiş sebebimiz olan kuzenimiz Kaan ve Özlem'in düğünü çok güzeldi, evleri de. Herşeyi detaylarıyla düşünüp uğraşmışlar inşallah bundan sonra da mutlu bir hayat sürerler birlikte.. Geçen hafta yorgunluk, bu hafta Antalya e önümüzdeki hafta da Bodrum için hazırlıklar derken mutfağa giremez oldum. Gerçi düğün de çektirdiğimiz resimde ay gibi çıkan yüzüme baktıkça bu aralar değil mutfağa girmek önünden bile geçmemem lazım gibi geldi bana :(
Yukarıda bahsi geçen resim.Geleceğimizin mankenlerinden Dila Özler ve onu herzamanki baş takipçisi Lara :)
Tabi Halil de çok üzgündü abisi evlenip evden ayrıldığı için :)Herzaman olduğu gibi gecenin en çok eğlenini Lara'm gelsin cipsler, gitsin meyve suları koşalım oradan oraya karıştıralım heryeri.
Bence gecenin en çok eğlenen çiftiyti annemle babam 42 kere maşallah..